26 Aralık 2009 Cumartesi
Hz. Mevlana Celaleddin Rumi
Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında "Bilginlerin Sultânı" ünvanını almış olan Hüseyin Hatibî oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur.
Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yılllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı.
Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf Ferîdüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Ferîdüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.
Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kûfe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farîzasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Mûsâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler.
1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Âlim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi.
Bu yıllarda Anadolunun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi.
Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler.
Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu SarayınınGül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu.
Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu.
Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizî ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de "mutlak kemâlin varlığını" cemalinde de "Tanrı nurlarını"görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü.
Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkûbî ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizî'nin yerini doldurmaya çalıştılar.
Konya'nın Nüfusu
Konya,nüfus bakımından ülkemizin İstanbul,Anakara,İzmir ve Bursa'dan sonra 5.büyük ilidir.1997 yılı nüfus tespitine göre ilin nüfusu 1.943.757'dir.Nüfusun 1.141.435'i il ve ilçelerinde 802.322'si bucak ve köylerde yaşamaktadır.Şehirde yaşayanların oranı %58.7,köyde yaşayanların oranı ise %41.3'dür.
Konya'nın nüfus artış hızı Türkiye ortalamasına çok yakındır.1997 yılı nüfus tespitine göre nüfus artış hızı %0 13.69,Türkiye ortalaması ise %0 15.08 olmuştur.
Ülkemizin en geniş yüzölçümüne sahip olan Konya'da kilometrekareye düşen nüfus Türkiye ortalamasının oldukça altındadır.1997 yılı nüfus tespitine göre Konya'nın nüfus yoğunluğu 51'dir.
Konya İli Merkezi 691.106 olan nüfusu ile Türkiye'nin 7.büyük ilidir. 1927 yılında 504.125 olan Konya İli nüfusu geçen 70 yıl içerisinde yaklaşık 4 kat artarak 1.943.757'ye yükselmiştir.Cumhuriyetin ilk yıllarında nüfusun yaklaış %80'i köylerde yaşarken son nüfus tespitine göre bu oran %40 seviyesine gerilemiştir.
1985 yılı genel nüfus sayımından sonra Karaman'ın il olması nedeniyle 1985 nüfusu 1990 idari bölünüşüne göre yeniden düzenlenmiştir.
Merkez İlçelerden biri olan Selçuklu İlçesi 281.256 kişi ile Konya İli'nin nüfus itibarıyla en büyük ilçesidir. Diğer Merkez ilçelerden Meram İlçesi 236.531 kişiyle ikinci Karatay İlçesi ise 173.319 kişi ile üçüncü sırayı almaktadır.Diğer bir ifade ile il merkezini oluşturan 3 ilçe nüfus büyüklüğü bakımından ilk 3 ilçeyi teşkil etmektedir.Merkez ilçeleri takiben sırayla Ereğli,Beyşehir,Akşehir,Çumra,Seydişehir ve Ilgın ilçeleri nüfus açısından ilin büyük ilçeleri arasında yer almaktadır.
Konya'nın Coğrafi Konumu
Konya'nın Yüzölçümü:
38.183 km² dir.İlimiz topraklarının büyük bir bölümü,İç Anadolu'nun yüksek düzlükleri üzerine rastlar.Güney ve güneybatı kesimleri Akdeniz bölgesine dahildir.Konya,coğrafi olarak 36º 41' ve 39º 16' kuzey enlemleri ile 31º 14' ve 34º 26' doğu boylamları arasında yer alır.Yüzölçümü 38257 km2 (göller hariç)'dir.Bu alanı ile Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip olan ilidir.Ortalama yükseltisi 1016 m'dir.İdari yönden,kuzeyden Ankara, batıdan Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, güneyden İçel, Karaman, Antalya, doğudan Niğde, Aksaray illeri ile çevrilidir.
Konya ili, doğal açıdan kuzeyinde Haymana platosu, kuzeydoğuda Cihanbeyli Platosu ve Tuz Gölu"'ne, batısında Beyşehir Gölü'ne ve Akşehir Gölü'ne, güneyinde Sultan Dağları'ndan başlayan Karaman ilinin guneyine kadar devam eden, Toros yayının iç yamaçlaro önünde bir fay hattı boyunca oluşmus volkanik dağlara, doğusunda ise Obruk platosuna kadar uzanır.
İlin uç noktalarını kuzeyinde Kulu'nun Köşkler Köyü, batısında Akşehir'in Değirmen Köyü, güneyinde Taşkent'in Beyreli Köyü, doğusunda ise Halkapınar'ın Delimahmutlu Köyü uç noktalarını oluşturmaktadır.
Konya'nın Tarihçesi
Konya büyük kentleşme evrimine maden evriyle başladı. M.Ö. 3000'de Alaeddin Tepesine yerleşip güvenliğini sağlayarak kendisini dış etkenlerden korudu. Ve yüzyıllar boyunca bağımsız yaşadı.
Anadolu'da Hitit egemenliğine son veren Frigler Trakya'dan Anadolu'ya göç etmiş kavimlerdir. Alaaddin Tepesi ve Karapınar, Gıcıkışla, Sızma'dan elde edilen buluntular MÖ VII. yüzyıla aittir. Frigyalılardan sonra Konya ( KAVANİA ) Lidyalılar ve İskender'in istilasına uğramıştır. Daha sonraları Anadolu'da Roma hakimiyeti sağlanınca Konya İkonium olarak varlığını korumuştur. ( MÖ 25 ). Antalya'dan Anadolu'ya çıkan Hıristiyan azizlerden St. Paul Antiochia ( Yalvac'a ) sonra İkonium'a ( Konya'ya ) gelmiştir. Bu devirde Hatunsaray Lystra-Derbe ve Laodika ( Ladik Halıcı ) ve Sille önemli Bizans yerleşim yeridir. İslamiyetin Anadolu'da yayılması ile Bizans'a ( Yani İstanbul'a ) Arap akınları başlamıştır. Emeviler, Abbasiler, Konya üzerinden akınlar yapmışlardır.
Klasik çağlara Konya, Roma İmparatorluğu'nun sömürgesi olarak, Roma'lı valiler tarafından yönetilmiş, yerli halk Roma egemenliği altında yüzyıllar boyunca Diyar-ı Rum olarak yaşamıştır. Siyasal hakimiyet kurulduktan sonra kent biraz büyümüş, ek işlev kazanmaya başlamıştır.
Roma İmparatorluğu'nun parçalanması ve Doğu Roma'nın Bizans ismiyle siyasal alanda boy göstermesiyle Konya garnizon aracılığı ile yüzyıllar boyunca idare edilmiştir. Hristiyan azizelerinden Saint Paul'un Konya'yı iki defa ziyaret etmesiyle kutsallık kazanan şehir, Hristiyanlarca da ayrı bir önem kazanmıştır.
M.S. 1077 yılında Kutalmışoğlu Süleyman Bey tarafından köhne Bizans'ın elinden alınan Konya şehrinin fethi kolay olmuş, Gevele Kalesi (Takkeli Dağ) kumandanı, kalenin anahtarını ve yöneticiler de yönetimini Selçuklulara bırakmıştır. Daha sonra Haçlı Seferlerinin geçit yolu olan Konya'nın 1096 yılında başkent olmasıyla "İslam-Türk Medeniyeti Tarihi" süresi için de başlangıç olmuş ve yüzyıllarca çevreye ışık saçmıştır. Konya şehrinin büyük bayındırlık etkinlikleri başlamış; medreseler, camiler, kütüphaneler, şifahaneler ve ilim yuvaları yapılmıştır.
Konya'nın fethi esnasında şehir, Alaeddin Tepesi ve civarında dar bir alanda bulunuyordu. Pazar yerleri, hanlar, hammadde satan dükkanlar ile bunları işleyen sanatkarlar işlevlerini bu dar alanda yerine getirmişlerdir. Yerel pazarların yanında uluslararası pazarların yolu Konya'dan geçtiğinden Cenevizliler, Venedikliler, Lehler gerek iç alımlarda, gerekse dış alımlarda sağladıkları mallarını Konya üzerinden Akdeniz limanlarına sevk etmişlerdir.
Konya şehrini kısa zamanda gelişmesi, oturum alanlarının batıya doğru uzanması şehrin savunmasını zorlaştırmıştır. Bu durum 1222 yılında Alaeddin Keykubad tarafından dış kalenin kapılarının civarına taşınmıştır.
Bir süre Karamanoğlu egemenliği altına geçen Konya'nın Karamanoğlu-Osmanlı çekişmeleri ile bir kat daha kötüye giderek yüzyıllar boyu sürecek olan karanlık günlerin devam etmesine neden olmuştur. Zaman içerisinde Konya'nın asıl halkı, bu kötü günleri tevekkül ile karşılamış; kaderinin bir gün ters döneceğine inanmış, kendi gelenek ve göreneklerinyle yaşamayı kabullenmiştir.
Konya şehrinin kaba çizgileriyle anlattığımız bu tarih hikayesi 20. asrın ilk çeyreğinde de yeniden devam etmiştir; Anadolu-Bağdat demiryolunun 1895-1896'da Konya'ya ulaşması ve 1901 yılında Avlonyalı Ferit Paşa'nın Konya'ya vali olarak tayin edilmesiyle ivme kazanmıştır. Şehrin fiziki dokusu değişmiş, 1912 yılından başlamak üzere modern mimari tarzında çatılı ve kargir binalar inşa edilmiştir. Ulaşıma atlı tramvay dahil edilmiş 1924 yılında ilk elektrik fabrikası açılmıştır.
1950 yılından itibaren şehirde yenilik hareketleri başlamış, şehrin sanayileşmesi ile bugünkü modern Konya'nın hazırlanmasına yardımcı olmuştur.
Bügun Türkiye'nin sayılı büyük şehirlerinden olan Konya milyonluk nüfüsü, fabrikaları, köprüleri, yolları ile modern bir şehir olmasıyla hepimizin kıvanç kaynağıdır.
Cami ve Medreseler
- Alâeddin Camisi
- Sadreddin Konevi Camisi
- İplikçi Camisi
- Dursunoğlu (Tursunoğlu)
- Selimiye Camisi
- Kapu (İhyaiyye) Camisi
- Aziziye Camisi
- Taş Mescit
- Beşare Bey Mescidi
- Erdemşah Mescidi
- Hoca Hasan Mescidi
- Sırçalı Mescit
- Sahip Ata Camisi
- Hoca Fakih Mescidi
- Karatay Mescidi
- Tahir ile Zühre Mescidi
- Beyhekim Mescidi
- Şerafeddin Camisi
- Kadı Mürsel (Hacı Hasan) Camisi
- Şems-i Tebrizi Camisi
- Nakiboğlu Camisi
- Hacı Ferruh Camisi (Akça Cami)
- Piri Mehmet Paşa Camisi
- Ovalıoğlu (Çelik Paşa) Camisi
- Cevizaltı Mescidi
- Amber Reis (Feridiye) Mescidi
- Akşehir İplikçi Camisi
- Akşehir Ulu Cami
- Altun Kalem Mescidi
- Güdük Minare Mescidi
- Küçük Ayasofya Mescidi
- Kileci Mescidi
- Kızılca Mescidi
- İmaret Camisi
- Ferruh Şah Mescidi
- Taş Medrese Mescidi
- Eşrefoğlu Camisi
- Demirli Mescit
- Ulu Cami
- Ali Efendi Mescidi
- Şeyh Şehabüddin Şuhreverdi Camisi
- Lala Mustafa Paşa Camisi
- Sultan II.Selim Camisi
- Kıcıkışla Mescidi
- Muallimhane Camisi
- Seyyid Harun Camisi
- Türbe Camisi
- Sofuhane Camisi
- Küçük Mescit
- Yeni Cami
- Şeref Şirin Mescidi
- Alaylar Camisi
- Hüdaverdi Camisi
- Samanpazarı Camisi
- Kızılcalar Camisi
- Aşağı Mahalle Camisi
Oteller
- Konya Rixos Otel
- Konya Dedeman Otel
- Konya Bera Otel
- Konya Dündar Otel
- Konya Özkaymak Otel
- Konya Balıkçılar Otel
- Konya Selçuk Otel
- Konya Gümüş Şahin Otel
- Konya Şems-i Tebrizi Otel
- Konya Sema Otel
- Konya Şifa Otel